feministival'in bloguna hoşgeldiniz


feministival hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayın.
for the english blog click here.

Atölyelere kayıt için: feministivalistanbul@gmail.com adresine mail atmayı unutmayın!


feministival4 from MarIstanbul on Vimeo.



28 Nisan 2011 Perşembe

Feminist İmla - Anita Sezgener

Feminist İmlâ
Katılımcı sayısı: 20
tarih-mekan: 5 Mayıs Perşembe 16.00 / Amargi Feminist Kafe

Şiirde her türlü cinsiyetçi, ırkçı, homofobik, militarist, vb yaklaşıma işaret etmek , açığa çıkarmak üzere feminist imlâ uygulamak atölyenin amacı. Bu sayede belli bir müdaheleyle hem konuya ilgi çekmek, hem de dönüştürücü bir etki yaratmak mümkün. Atölyeye katılacak olanlar yanlarında bu yönde seçtikleri şiir malzemeleriyle ve müdahele aracıyla gelirlerse daha büyük verim alınır. Yani açmak gerekirse, müdahele etmek istedikleri şairin bir-iki şiiri, müdahele sırasında kullanacağı araç-gereci (makas, uhu, kalemler, çengelli iğne ve binlerce nesne olabilir) getirirlerse harika olur.

Heyecanla, umutla.. Ortaya çıkan ürünler “cin ayşe”de soluklanacaktır..



30 Nisan Cumartesi akşamı Feministival ısınıyor a dostlar!




tırtırtırtırtırtır
fotfotfotfotooooo
kokokokoşturmalarımızın ardından 2-8 Mayıs arası zıpzıpzıplayacagımız feminist festival öncesi, geleneği bozmuyor ve ısınma etkinliği adını verdiğimiz o toplaşmayı sonunda gerçek ediyoruz a dostlar!

Pek sevilen iğneli Nisan ayının son günü 30 Nisan Cumartesi akşamı 19.00'da pek sevilen Amargi Feminist Kafede önce filmleniyor, sonra sohbetleniyor, ardından müzikleniyoruz. dilersek sırayı bozuyor, dilersek kafamıza eseni haydi yapalım'lanıyoruz.

Akşama damgasını vuracak kadın ise Daisies işi ile Vera Chytilova;

1960'lardaki Çek Yeni Dalga döneminin en önemli filmlerinden biri olan Daisies, avand garte yönetmen Vera Chytilova'nın Dadaist bir yaklaşımla oluşturduğu, siyah beyaz ve renkli filmleri birbirine karıştırıp, ilginç efektler denediği hayalgücü ürünü deneysel bir film. Filmde artık “kötü” olmaya karar veren Marie ve Marie türlü aventür peşinde koşarken, bizler de 60'ların makyajını, kıyafetlerini, dertlerini ve ruhunu, şöyle bir içimize çekebiliriz. Filmin 1966'daki gösteriminin hemen ardından yasaklandığını ve Vera Chytilova'ya 10 yıl boyunca çalışma yasağı getirildiğini de belirtmekte yarar var.

-------------------------------------------

Biliyorsunuz Feministival kendi yağıyla kavruluyor.
Gece boyunca kumbaraya atacagınız gönülkopanlarınızla, ya da fotokopiyle cogalttığımız program çıktılarını renklendirmek için yanınızda getireceginiz fosforlu yaldızlı boyalarınızla bize salça olabilirsiniz!

cumartesi görüşmek dileğiyle,

PROGRAM sağ köşede

Blogun sağ köşesinde gördüğünüz yanıp sönen programın üzerine tıkladığınızda açılacak haftalık programda görünen her atolyenin isminin üzerine yeniden tıkladığınızda atolye metinleri ve atolye sahiplerinin isimleri, katılım sayısı gibi bilgilere ulaşabilirsiniz.

Geri Sayım Başladı a dostlar!





Güzel şeyler de oluyor:

Feminist festivalimiz “Feministival” adıyla yeniden geliyor!


Geçen sene 9-11 nisan 2010 tarihleri arasında düzenlediğimiz “bağyan feministival” ile büyük bir heyecan içinde başlayan yolculuğumuz bu sene 2-8 mayıs 2011 tarihlerinde “feministival”* adıyla devam ediyor! Geçen yıl olduğu gibi feminist ilkelerle ve bağımsız bir grup gönüllü olarak hazırladığımız bu festivalde paylaşmayı ve birlikte eylemliliği önemsiyoruz ve tam da bunun için tüketimi değil, tüketmeden nasıl üretirizi sorguluyoruz; hayatı, işi, sporu, sanatı, eğlenceyi, hareketi, bedeni sorgulamayı ve ve onu farklı yollarla yeniden deneyimlemeyi beraberce keşfetmeyi istiyoruz. Bunu yaparken de birbirimiz üzerinde baskı oluşturmadığımız, hiyerarşi ve her türlü ayrımcılığı reddettiğimiz, dayanışma ve aktif katılımı esas aldığımız ve şiddetsiz yöntemleri benimsediğimiz bir çalışma anlayışını yeğliyoruz. Bu yüzden, birbiriyle iç içe geçmiş bütün iktidar mekanizmalarını; ataerkilliği, cinsiyetçiliği, militarizmi, kapitalizmi, heteroseksizmi, ırkçılık ve milliyetçiliği, insanın doğa üzerindeki egemenliğini ve diğer tüm toplumsal iktidar ilişkilerini eleştiren bir festival hedefliyoruz.


Bu seneki feministivalde “Buluntu film&deneysel sinema atolyesi”, Yosun Graffiti & Gerilla Bahçecilik”, “Feminist Mizah”, “Drag King”, “Sesli Oyuncaklar ve Ses Yaratım”, “Otobiyografik Yazın”, “Haz oyuncaklari”, “ Modifiye Kostüm ve Karakter Oyunu”, “Yaratıcı Eylem”, “Elektronik Beceriler”, “Feminist İmla” ve “Hareket Atölyesi” isminde farklı farklı temalarda birbirinden ilginç atölyeler olacak.


Ayrıca çeşitli feminizmlere bakmak istediğimiz bir de panel düzenliyoruz. Bu panelde “İllet”’ten transfeminizm üzerine, “Amargi”’den cinsellik atölyesi deneyimleri üzerine, anti-militarist feminist tartışmalar grubu “Ucube”’den kadınlık deneyimi ve anti-militarist olmak üzerine ve göçmenliğin kadınlık deneyimiyle iç içeliği üzerine “Göçmen Dayanışma Ağı”’ndan aktarımlarda bulunacak konuşmacılar olacak ve hep birlikte deneyim paylaşacağız.


Feministival boyunca yiyeceğimiz yemekleri geri dönüştürmeyi (pazar artıklarından toplayarak) amaçlıyoruz. Ve ayrıca geçen sene olduğu gibi etkinlikler boyunca yemeklere el atacak ve çocuklarımızla kolektif bir şekilde ilgilencek gönüllü arkadaşlarımız da aramızda olacak, başkaca destek vermek isteyenleri (cinsiyet kimliğine bakılmaksızın) de bekliyoruz.


O zaman ne duruyoruz? Tüm kadınlık deneyiminden geçmiş ve geçmekte olan herkesler, Feministival’de buluşalım!


Not: Ayrıntılı bilgi ve program için http://bagyanfest.blogspot.comadresini ziyaret edebilirsiniz. Atölyelere kayıt ve iletişim içinfeministival.ist@gmail.com adresine yazabilirsiniz.

İstanbul dışından katılmak isteyenler ve kalacak yere ya da çocuk bakımına ihtiyacı olanlar bagyanfest@gmail.com adresinden bizimle iletişime geçebilirler.



*Geçen sene “bağyan feministival” hazırlığı sırasında yapılan tartışmalarda kimlik olarak “kadın” kelimesinin kullanılmasını tercih ettiğimizi, “bayan” kelimesinin kadın kimliğini aşağılar bir tavrı olduğunu epeyce konuşmuştuk. Bunun yerine bir çeşit yapısöküme uğratılmış hali olan “bağyan”ı kullanmayı tercih ettik. Yani artık bir tür aşağılama sıfatı olarak kullanılmaması için kelimeyi tahrif ederek kullanıma sokmak istedik. Festival sonunda yaptığımız değerlendirme toplantısında gördük ki böyle bir etki yaratamamışız. Yani bağyan diyerek bayan kelimesine şive katmaktan ileriye gidememiştik. Üstelik bu şiveli söyleyiş istemeden de olsa sınıfsal bir ötekileştirme yapmamıza neden olmuştu. Sanki bize bayan diyenler sadece şiveli, iyi türkçe konuşamayan, “beyaz türk” olmayanlardı. Bu eleştiriler çerçevesinde bağyan feministivale, feministival ismiyle devam etmeye karar verdik.

25 Nisan 2011 Pazartesi

'Elektronik Beceriler Atolyesi'



Günlük hayattaki en basit elektronik sorunlar dahi tek başına üstesinden gelemeyeceğin
krizlere mi yol açıyor? Bu krizlerin çözümünde ihtiyaç duydukların büyük oranda erkekler mi oluyor yoksa? Peki kablolarla, prizlerle ve elektronik aksamlarla haşır neşir olmanın aslında ne kadar basit ve bir o kadar da eğlenceli olabildiğinin farkında mısın?

Bu atölyede, günlük hayatta en sık karşılaştığımız elektronik sorunlara pratik çözümler
getirebilmeye yarayan küçük bir takım ipuçları yer alacak. Ampul ve duy takmaktan tutun
da, arızalı bir telefon ya da modem hattının olası sorunlarına veya bozuk prizlerin tamirinden elektrik aksamlarının temel yapısına göz atmaya varıncaya dek, pratik ve ihtiyaç duyduğumuz bilgi ve becerilere göz atacağız. Bence kablolarla oynamak ve devreleri çözümleyip sorunlara çözüm üretmek bir bulmaca çözmek kadar keyifli. Aynı zamanda zihin açıcı olduğu da kesin!

Atölyeye tornavida ve pense gibi işe yarayacağını düşündüğünüz basit gereçleri getirmenizde fayda olabilir. Yaklaşık 90 dakika sürmesini planladığım atölyede katılımcı sayısında ise bir sınır yok.

'H a R ek e T Atolyesi'



Hareket atölyesi çalışmasında, hareket ederek, gündelik hayatta kullanmayı alışkanlık haline getirdiğimiz bedensel arazlardan sıyrılmayı ve kendi bedenimize yönelik yeni bir farkındalık geliştirmeyi hedefliyoruz. Diğer bir amacımız ise; tartışma imkanlarımızı genişletmek. Sadece konuşarak değil, hareket ederek de tartışabilmenin, ortaklaşabilmenin ve farklılaşabilmenin yollarını aramak. Varoluşumuzu zihin merkezli düşünce sistemi ile kısıtlamamak, bedenlerimizin devinimini de varoluş mücadelemize katmak....

Hareket atölyesi çalışmalarında esas olarak “Hareket Makamı” yöntemini kullanıyoruz. Bu yöntemin temeli her hareketin ve sesin bir makamı olduğu düşüncesine dayanıyor. Makamı belirlemek için hareket ve sesteki ortak değişkenler derecelendiriliyor. Örneğin hep beraber devinirken hareketin hızını, akışkanlığını veya tekrarlanabilirliğini farklılaştırıyoruz ya da ortak söylediğimiz bir şarkıyı hep beraber daha pesten, daha tizden, daha hızlı ya da daha yavaş söylemeye çalışıyoruz. “Hareket Makamı” yöntemiyle devinildiğinde hem ortak birhareket etme alanı oluşuyor, hem de herkesin kendi özgün hareket seyrini belirleyebildiği bir çeşitlilik ortaya çıkıyor. Feministivalde bu deneyimi sizlerle paylaşabilmek dileğiyle…..

24 Nisan 2011 Pazar

Buluntu Film & Deneysel Film Yapımı Atolyesi




“Perdedeki gerçeklik aslında seyircinin arkasından gelir, eğer seyirci
dönüp arkasına bakarsa, gizlenmiş bir ışık kaynağından sızan hareketli
ışık huzmelerinden başka bir şey göremez.”

Jean-Louis Baudry


Ana akım sinema, filmin asıl materyalinin bir projektörden yansıyan
plastik ve kimyasal karışımı bir madde olduğu gerçeğini görmezden
gelerek, her zaman hikaye anlatma derdinde olmuştur. Bu atölyede
önce perdede gerçekliğin temsili üzerine konuşup; ana akım sinema
edebiyattan ziyade plastik sanatlara doğru gelişmiş olsaydı şu anda
nasıl bir sinema olabileceği üzerine biraz beyin fırtınası yapacağız.
Tartışmamızın sonunda super-8mm filme, çizerek, rengini değiştirerek
ya da silerek müdahale edip görüntüyü yapıbozumuna uğratacağız.
Sonrasında yarattığımız şeyi kendi imkanlarımızla dijital ortama aktarıp
yepyeni bir film elde edeceğiz.

Gerekli malzemeler: Lütfen yanınızda büyüteç getirin. Film üzerindeki resmi görebilmek için. Herkesin bir tane olursa çok iyi olur. Bunun dışında film üzerinde değişiklik yapmak için renkli CD kalemleri, Hint mürekkebi, değişik renklerde vitray boyası getirmek isterseniz de hiç tereddüt etmeyin.

Not: Çamaşır suyu gibi kimyasallara karşı aşırı alerjikseniz bu atölye size uygun olmayabilir.

'El Yapımı Haz Oyuncaklari Atolyesi'





Belli bir dokuya dokunmak sizi tahrik etti mi hiç?
Bu dokuya dokunmayı ya da size bu dokuyla dokunulmasını hayal ettiniz mi? Peki ya günlük hayatımızın parçası olan nesnelerin göz alıcı şekilleri? Cinsel bir bağlamda kullanılması nasıl bir arzu uyandırır acaba diye bizi düşündüren, meraklandıran şekilleri...

Flört ettiğimiz dokulardan yapılan araçlar, bizi cezbeden şekiller, her gün görüp ilişki kurduğumuz malzemelerin keyfini çıkarmak... Ünlü marketlerden hazır ürünler almak yerine, kendi istek ve hayal gücümüz doğrultusunda oyuncaklar yapma şansına sahip olacağız.

Yanınızda yaratıcılık, mizah ve bizimle paylaşmak istediğiniz her şeyi, dilediğiniz
nesneyi, şekil ve dokuyu getirebilirsiniz. Ne kadar çok malzememiz olursa o kadar iyi. Merak ettiklerimiz hakkında yapacağımız bir giriş konuşmasından sonra işe koyulup
oynayabileceğimiz oyuncaklar yapacağız. (Lastik bant, sentetik çimen, elektrikli diş fırçası, ne olursa...)

'Her Şeyden Ses Çıkar Kabilesi'



"Her Şeyden Ses Çıkar Kabilesi"

Küçükken güzeldi.
boyalarla kağıt karalamaca, oyuncakları birbirine vurmaca,
çığlık atıp el çırpmaca...
Küçükken güzeldi çünkü biz çok cesurduk.
"Bilgi beynimizde uyuyandır, öğrenmek hatırlamaktır."
O zaman bu, bilip de unuttuklarımızı yeniden öğrenerek
küçük bir hatırlatma kavuşması !

Basitçe;
Sizin için "güzel ses" çıkaracak bir şeyleri (tencere, misket, kaşık, flüt, ceviz, o bu şu...) getiriyorsunuz. Hep birlikte ses yapıyoruz, seslerle oynuyoruz. sesleşiyoruz. Üzerine de birlikte söz yazıyoruz. Kaydediyoruz. Kabile şarkımızı olmayan ateşin etrafında söylüyoruz.
" Küçükken güzeldi. Büyüyünce de güzelmiş aslında! "

Feminist Mizah Atolyesi



Kadınların espri yeteneği olmadığına dair yaygın bir algı vardır. Hele feministler, genellikle girdikleri ortamın neşesini kaçırmakla, ironiden anlamamakla, her şeyi fazla ciddiye almakla eleştirilirler. "Bunda gülünecek bir şey göremiyorum" dediğimiz anlarda mizahın imkânlarını mı kısıtlarız, yoksa o gülüşün başkasının yarasını derinleştirdiğine dikkat çektiğimiz için mi can sıkarız? Kahkahanın cinsiyeti var mıdır? Feminizm bizi nelere gülmekten 'alıkoyar', memnuniyetsizliğimiz mizaha nasıl yeni alanlar açar? Bu söyleşide, hayatımızdaki komik kadınlardan ve mizahın güçlendirici potansiyelinden bahsedeceğiz. "Komik kadın" algısının yanında neler getirdiğini, "komik" olmanın başka ne gibi hasletlerle çakıştığını tartışacağız. Kadın oyuncuların, yazarların, çizerlerin işlerinde kadınlık deneyimine dair ne yakalayabileceğimizi ve kendi gündelik hayatımızda ürettiğimiz mizahın bizi nasıl güldürdüğünü konuşacağız. Eninde sonunda, kendi cinsine ihanet ediyor gibi hissetmeden, ağız dolusu gülmenin yollarını açmaya çalışacağız. Birkaç parça video izleyip güleceğiz. Belki biraz da kendimizle dalga geçeriz.

23 Nisan 2011 Cumartesi

Güzel Şeyler de Oluyor! Feministival 2 Mayıs Pazartesi Başlıyor!!

Feministival 2011 için tarihler belli oldu! Geçen yıl 3 gün ile yetinemediğimiz festival bu yıl 2-8 Mayıs tarihleri arasında 1 hafta devam edecek. Mekanlar ve saatlerle ilgili detaylı bilgi çok yakında blogda.

Bu yılın atolyeleri ise söyle:

Footage/Buluntu Film ve Deneysel Film Yapım, Yosun Graffiti & Gerilla Bahçecilik, Feminist Mizah, Drag King, Sesli Oyuncaklar ve Ses Yaratım, Otobiyografik Yazın, Arabesk Yeniden Söz Yazım ve Seslendirme, El Yapımı Haz Oyuncakları, Modifiye Kostüm ve Karakter Oyunu, Yaratıcı Eylem, Elektronik Beceriler, Küçük bir Şiir Atolyesi için Girişim ve Hareket Atolyesi

Feministival 2011 Yolda!